Milenyumunun Anlamı Ne İdi? Gündemi her dönemde farklı konularla meşgul edile geldiği Ülkemiz, bir zamanlar da Milenyum tanımı ile meşgul edilmiş bu konuda çoğu kesimin görüşleri doğrultusunda gündemde yerini almıştı. Milenyum kavramına tanımlanma aranırken 1999 yılında bu merak daha da artmış ve neredeyse her akşam televizyon ekranlarında ünlü-ünsüz eline mikrofonu kapan bu kavrama bir tanım katmaya çalışmıştı. Milenyum tanımlamalarının yapıldığı o günlerden bu günlere artık yıllar geçtiğini gördüğümüzde bu gün için bahsedilen Milenyum çağının gerçekte de hayatımızda çok şeyleri değiştirdiğini ve beraberinde getirdiği bazı değişiklikleri irdelemekte fayda olduğunu düşünmekteyim. Milenyumla gelen bilgisayar ve bilgi teknolojileri günümüzde her geçen gün giderek daha da hayatımıza entegre olmaktadır. Bu gün bilgi altyapısının ulaştığı noktalar o denli gelişti ki ülkemizde; daktilolar yerini bilgisayara, çevirmeli telefonlar yerine görüntülü görüşme olanağı sağlayan cep telefonlarına, tozlu raflarda duran cilt cilt ansiklopediler yerini Google arama motoru sonuçlarına varana kadar her alanda değişimi hızlandırdı. Gazetelerin verdiği o cilt cilt ansiklopediler bakın nerelerde artık.   Bir zamanlar vitrinleri dolduran kitaplar yerlerini CD, VCD, DVD koleksiyonlarına bıraktı. Değişim beraberinde biz insan oğlun da da değişimi getirdi. Artık teknoloji kullanımını daha iyi bilen elindeki televizyon kumandasıyla oynadığında bozulmasından korkmayan, cep telefonunda bir tuşa basmakla bozulmayacağını bilen, daha kararlı ve cesur bireylerimiz ortaya çıktı. Öte yandan bireysel ilişkiler sanallaştı. Uç noktalardan örneklendirme gayretimi bir de otobüs seyahetlerini katalım. Bir zamanlar otobüste televizyon olması ne büyük bir lüks iken bu gün uydu tv, wi-fi internet keyfine kadar varan değişim de göze çarpmaktadır. İlginç bir gelişmeye de kamudan örnek vermek gerekirse; bir zamanlar başı ağrıyana cilt nemlendiricisi, dişi ağrıyana yanık kreminin reçete edildiği binlerce insan üzerinden kutu kutu ilaç karşılığı rantların sağlandığı yıllar, artık kaç adet ilacın kaç gün kullanılacağının kayıt edildiği, günü gelmeden ilaç alınamadığı ve hastaneye gitmeden sıranızın kaçta geldiği gibi kolaylıklar sağlayan bilgi teknolojilerine yerini bırakıverdi. Bir zamanlar arandığınız kişinin peşinde kahve kahve dolaşarak arayan küçük çocuklar, yerini artık cep telefonlarına bırakı verdi. Artık buluşma yerleri de tad vermiyor eskiden belli bir saatte buluşulan herkesin bildiği yerlerde o eski kalabalık da kalmadı. Nakit paradan şaşmayanların her birinin cebi artık kredi kartları ile doldu. Lokantanın kasaba borcu kasabın toptancıya borcu toptancının tedarikciye borcu, tedarikcinin fabrikaya borcu hep kredili, nakit para ise şifa niyetine artık. Bir zamanlar gurbetçilerde bulunan ve imrenilen kameralar matkaplar, küçük el aletleri artık hiç de eskisi gibi önemsenmiyor. Hepsinin en iyisi artık Ülkemizde de rahatlıkla tekno-marketler başta olmak üzere rahatlıkla edinilebiliyor. Hele o eski alamancı arabalarını hiç söylemeyim malum artık gurbetten gelenlerin araçları yurdum insanına yetişemiyor.   Kısacası milenyum o dönemde değişimin sinyallerini veriyordu ki artık değişime kendisini de beraberinde sürükleyerek milenyumu hafızalardan uzaklaştırdı. Artık bilgi teknolojisi kullanımı açısından dünya sıralamasında giderek üst sıralara doğru ilerleyen ülkemizde teknoloji transferinin daha hızlı gerçekleşmesi günlük hayatın da kolaylaşmasını sağlayacağı düşüncesindeyim. Gelecek bizim yaşadığımız geçmişten farklı olmazsa yerinde sayıyoruz demektir oysaki biz bu değişime şahitlik ettiğimiz için şanslıyız çünkü biz milenyumlu yıllarda değişimi izledik darısı gelecek nesillere. 03.09.2009 Ersin DİLBER